Mina'mizin aramiza katilmasi ve de taze annemizin blog icin fazla vakti ve enerjisi olmamasi ile birlikte blog yazmanin da gaz cikarmak gibi kutsal babalik gorevlerinden biri olduguna karar verip klavyeyi elime ben aldim. Vancouver'a bol rotarli ve 26 saat suren bir yolculuk sonrasi gecen pazartesi sabaha karsi 3bucuk gibi varmistim. Karicigimla hasret giderdikten sonra 3-4 saat uyuyup yeni gune basladik. Sabah annemi havaalanina birakip geri geldikten sonra askimin en iyi niyetiyle doguma 5 kala adli ikimiz icin tasarladigi 1 haftalik programini inceledim. Oglen yemegi, ev alisverisi, guzel havada yuruyus sonrasi Cin Cin restoranda aksam yemegi ile pazartesi gununu tamamladik. Sali gunu benim seyahatten siskin gelen sol dizimin daha da sistigini farkettim. Gun ici yuruyusleri sirasinda artik yuruyemez hale gelince bir doktora gittik ve de belli ilaclar ve buz tedavisi ile ciktik. Sali aksami evde salonla yatak odasi arasi yuruyemez haldeyken, o gece yatarken umariz bizimki bu aksam gelmez diyerek yataga yattiktan 2 saat kadar sonra Sinem'in suyu gelmisti bile.
Ben oncelikle yuruyebiliyor muyum diye test ettikten sonra (bir sekilde daha iyiydim ve seke seke yuruyebiliyordum) kalkip, cantalarimizi alip hastanenin yolunu tuttuk. 2 saat suren analizler sonucunda evde sancilarin baslamasini beklememizi ve de sancilar siklasmasi ile aksama dogru geri gelmemizi soylediler. Bizde oyle yaptik. Sancilar fazla baslamasa da biz 1 gibi geri gittik. Yine bir kac analiz sonrasi bizi hastanede tutmaya karar verdiler. Saat 4 gibi hormon destegi ile sancilari arttirmaya basladilar ve Sinem 3er daika arayla epey kuvvetli sancilar hissetmeye basladi. Artik saat 7ye dogru sancilarin dayanilmaz hale gelmesi ile birlikte epidural destegi aldik. Sonrasinda bir hemsirenin her an basimizda kontrolu ve doktorun birer saat araliklarla ziyareti ile sancilar devam etti. Minamiz kanala girmesine ragmen bir yerden sonra gecisin kendisi icin yeterince genis olmadigini dusunup, beklemeye gecti. Dolayisi ile agizda yeterince acilma bir turlu olusamadi. Saat 2 bucuk civari doktorumuz artik daha fazla israr etmenin anlamsiz oldugunu ve de sezeryana girmemiz gerektigini soyledi. Kisaca bizimki beni daha fazla zorlamayin rahatca cikarin beni burdan mesajini yollayarak, bizi daha ordan yonetmeye basladigini gosterdi.
Sezeryan odasinda Sinem'i hazirladiktan sonra beni de iceri alip operasyonu baslattilar. Kisa bir sure sonra keskin bir aglama sesi ile Mina'mizi havaya kaldirip Sinem'in kollarina verdiler. O an aglamasi bir durdu ve bize bakti, ya da bize oyle geldi. Sonra benim de kucagima verdikten sonra yan tarafa alip benim kordonunu kesmemle birlikte guzelce bir sardilar kendsini. Ordan Mina ve ben bir hemsire ile odamizin yolunu tuttuk, Sinem'i de 2 saat daha operasyon sonrasi dinlenme bolumune aldilar. Odaya gelince hemsire ustumu cikarmami soyledi ve de kizimla koltukta burda cok onem verdikleri "skin to skin" pozisyonunda oturmaya basladik. 1 saat kadar sonra artik annemizi merak ederek operasyon bolumune gecmek istedim, Mina'yi da o zamanda kontrole aldilar. Karicigim hakli olarak uzun bir normal dogum cabasi sonrasi gelen epiduralli sezeryan ile cok halsiz haldeydi. Ona kizimin tatliligindan bahsedikten sonra beraber odamiza ciktik. Ilk gunumuz birbirimizi tanimak ve aralarda uyumak ile gecti.
No comments:
Post a Comment