Mina genel olarak dunyaya gelisinde oldugu gibi isteklerinde israrli. Sinem'in sol gogusunden sut emmeyi cok sevmiyor vede sagda israr ediyor. Saniriz soldan istedigi hizda sut alamiyor vede cok zorlanmak istemiyor. Istemedigi seylere zorlaninca da sesini hepimizin beklentisinden daha da yukselterek eller ayaklar gidip gelerek aglamaya basliyor. Evdeki ilk gecemiz cok kolay gecmesede, su an onun her hareketinin bize cok sihirli gelmesiyle birlikte, tum uykusuzluk, yorgunluk ve agrilara ragmen hanfendinin aglamasi bile bizi rahatsiz etmiyor. Bugun bir dadi bizle vakti gecirmeye basladi ve evde ilk banyosunu yaptik. Simdilik her gun yeni bir tecrube, birbirini daha iyi tanima, bu yeni cani yasamla tanistirma yolunda farkli heyecanlarla geciyor.
Sunday, 22 April 2012
Ilk Gunler
Hastane'de toplam 3 gun kaldik ve de dun aksam itibari ile eve gectik. Genel olarak hemsireler hastanedeki uc gun boyunca bize emzirme, alt degistirme, gaz cikarma, uyutma teknikleri hakkinda farkli ogretilerde bulundular. Cuma gece yarisi Melek annenin de aramiza katilmasi ile birlikte ekibimiz daha da guclendi. Hastanede bizi disaridan ziyarete gelen bir tek Kursad oldu. Kendisi bir gunlugune Vancouver'a gelmisti ve o da bizim doguma denk geldi.
Mina genel olarak dunyaya gelisinde oldugu gibi isteklerinde israrli. Sinem'in sol gogusunden sut emmeyi cok sevmiyor vede sagda israr ediyor. Saniriz soldan istedigi hizda sut alamiyor vede cok zorlanmak istemiyor. Istemedigi seylere zorlaninca da sesini hepimizin beklentisinden daha da yukselterek eller ayaklar gidip gelerek aglamaya basliyor. Evdeki ilk gecemiz cok kolay gecmesede, su an onun her hareketinin bize cok sihirli gelmesiyle birlikte, tum uykusuzluk, yorgunluk ve agrilara ragmen hanfendinin aglamasi bile bizi rahatsiz etmiyor. Bugun bir dadi bizle vakti gecirmeye basladi ve evde ilk banyosunu yaptik. Simdilik her gun yeni bir tecrube, birbirini daha iyi tanima, bu yeni cani yasamla tanistirma yolunda farkli heyecanlarla geciyor.
Mina genel olarak dunyaya gelisinde oldugu gibi isteklerinde israrli. Sinem'in sol gogusunden sut emmeyi cok sevmiyor vede sagda israr ediyor. Saniriz soldan istedigi hizda sut alamiyor vede cok zorlanmak istemiyor. Istemedigi seylere zorlaninca da sesini hepimizin beklentisinden daha da yukselterek eller ayaklar gidip gelerek aglamaya basliyor. Evdeki ilk gecemiz cok kolay gecmesede, su an onun her hareketinin bize cok sihirli gelmesiyle birlikte, tum uykusuzluk, yorgunluk ve agrilara ragmen hanfendinin aglamasi bile bizi rahatsiz etmiyor. Bugun bir dadi bizle vakti gecirmeye basladi ve evde ilk banyosunu yaptik. Simdilik her gun yeni bir tecrube, birbirini daha iyi tanima, bu yeni cani yasamla tanistirma yolunda farkli heyecanlarla geciyor.
Mina'miz aramiza katildi sonunda !
Mina'mizin aramiza katilmasi ve de taze annemizin blog icin fazla vakti ve enerjisi olmamasi ile birlikte blog yazmanin da gaz cikarmak gibi kutsal babalik gorevlerinden biri olduguna karar verip klavyeyi elime ben aldim. Vancouver'a bol rotarli ve 26 saat suren bir yolculuk sonrasi gecen pazartesi sabaha karsi 3bucuk gibi varmistim. Karicigimla hasret giderdikten sonra 3-4 saat uyuyup yeni gune basladik. Sabah annemi havaalanina birakip geri geldikten sonra askimin en iyi niyetiyle doguma 5 kala adli ikimiz icin tasarladigi 1 haftalik programini inceledim. Oglen yemegi, ev alisverisi, guzel havada yuruyus sonrasi Cin Cin restoranda aksam yemegi ile pazartesi gununu tamamladik. Sali gunu benim seyahatten siskin gelen sol dizimin daha da sistigini farkettim. Gun ici yuruyusleri sirasinda artik yuruyemez hale gelince bir doktora gittik ve de belli ilaclar ve buz tedavisi ile ciktik. Sali aksami evde salonla yatak odasi arasi yuruyemez haldeyken, o gece yatarken umariz bizimki bu aksam gelmez diyerek yataga yattiktan 2 saat kadar sonra Sinem'in suyu gelmisti bile.
Ben oncelikle yuruyebiliyor muyum diye test ettikten sonra (bir sekilde daha iyiydim ve seke seke yuruyebiliyordum) kalkip, cantalarimizi alip hastanenin yolunu tuttuk. 2 saat suren analizler sonucunda evde sancilarin baslamasini beklememizi ve de sancilar siklasmasi ile aksama dogru geri gelmemizi soylediler. Bizde oyle yaptik. Sancilar fazla baslamasa da biz 1 gibi geri gittik. Yine bir kac analiz sonrasi bizi hastanede tutmaya karar verdiler. Saat 4 gibi hormon destegi ile sancilari arttirmaya basladilar ve Sinem 3er daika arayla epey kuvvetli sancilar hissetmeye basladi. Artik saat 7ye dogru sancilarin dayanilmaz hale gelmesi ile birlikte epidural destegi aldik. Sonrasinda bir hemsirenin her an basimizda kontrolu ve doktorun birer saat araliklarla ziyareti ile sancilar devam etti. Minamiz kanala girmesine ragmen bir yerden sonra gecisin kendisi icin yeterince genis olmadigini dusunup, beklemeye gecti. Dolayisi ile agizda yeterince acilma bir turlu olusamadi. Saat 2 bucuk civari doktorumuz artik daha fazla israr etmenin anlamsiz oldugunu ve de sezeryana girmemiz gerektigini soyledi. Kisaca bizimki beni daha fazla zorlamayin rahatca cikarin beni burdan mesajini yollayarak, bizi daha ordan yonetmeye basladigini gosterdi.
Sezeryan odasinda Sinem'i hazirladiktan sonra beni de iceri alip operasyonu baslattilar. Kisa bir sure sonra keskin bir aglama sesi ile Mina'mizi havaya kaldirip Sinem'in kollarina verdiler. O an aglamasi bir durdu ve bize bakti, ya da bize oyle geldi. Sonra benim de kucagima verdikten sonra yan tarafa alip benim kordonunu kesmemle birlikte guzelce bir sardilar kendsini. Ordan Mina ve ben bir hemsire ile odamizin yolunu tuttuk, Sinem'i de 2 saat daha operasyon sonrasi dinlenme bolumune aldilar. Odaya gelince hemsire ustumu cikarmami soyledi ve de kizimla koltukta burda cok onem verdikleri "skin to skin" pozisyonunda oturmaya basladik. 1 saat kadar sonra artik annemizi merak ederek operasyon bolumune gecmek istedim, Mina'yi da o zamanda kontrole aldilar. Karicigim hakli olarak uzun bir normal dogum cabasi sonrasi gelen epiduralli sezeryan ile cok halsiz haldeydi. Ona kizimin tatliligindan bahsedikten sonra beraber odamiza ciktik. Ilk gunumuz birbirimizi tanimak ve aralarda uyumak ile gecti.
Saturday, 14 April 2012
Vancouver da 5. hafta sona erdi: Askim geliyoo!!
Bu hafta artik 38. haftayi bitirdik, 39. haftaya girdik.
Cok entresan, 1 hafta icerisinde inanilmaz bir agirlik coktu ve gobisim sanki bir kat daha buyudu. Tahminen 3 kiloyu buldu Minu ve suyu vs karnimda muhtemelen 6-7 kilo tasiyorum artik.
Tabii harketlerim de biraz agirlasti.
Iyiki diyorum Didom da gecen hafta geldi ki en azindan heryere birlikte gidebildik ve bolca yuruyebildim.
Bu hafta gunde 2 saate yakin yine yuruyorum ve gun asiri yuzmeye devam ediyorum. Rahat rahat ciksin diye bebisimiz her turlu yolu deniyoruz :)
Eveet bu hafta da sakin gecti dediysem yine de bu muhtesem bahar havasinda gezmeden olmaz tabii. Once ilk kesfimiz Stanley Park ve Teahouse oldu. Stanley park in icinde meger bircok restaurant in yanisira tam da okyanusa bakan cok seker bir oglen yemegi yeri varmis, Tea house. Bir de sea walk i varmis ki acayip bir manzara.. solda inanilmaz bir orman, sagda okyanus.. enfes bir yurume yolu. Bir tarafta bisiklet ve rollerblade ciler, diger tarafta yuruyus ve kosu yapanlar. Tanrim nasil da insani spora zorlayan bir sehir. Saglik akiyor heryerinden..
Ergin kesin gelir gelmez bayilacak, her sabah gidelim yuruyuse diycek.. bakalim Minik gelmeden kac defa yapabilicez bu keyifleri.. Bana o kadar iyi geldiki anlatamam.
Fotograflardan da belli oluyor galiba.. :)
Arkasindan yuruyuse doymadik, bir de yaletown in sahil tarafinda yuruyelim dedik Sevgi anneyle. 45 dk gibi de orada yuruyus yaptiktan sonra benim pilim officially bitti..
ama resimlerimiz cok guzel cikti :)
Aralarda hava kapaliyken daha ev agirlikli programlar yaptik. Persembe gunu sinemaya gittik. American Reunion, tam da kafa bosaltmaca filmi. Gulduk eglendik iyi geldi. Sonra aksama evde firinda tavuk keyfi !! burada en guzel sey surekli yeme- icme odakliyiz ama sporumuzu da eksik etmiyoruz allahtan.
Dun doktor gunumuzdu. Robert Anderson bizi gorunce yine basladi adeta Anderson dan masallar anlatmaya. Karnima bakip bakip ya bu erkek olmasin diyip duruyor, yaw madem kafa karistiriyorsun acip ultrasonu baksana! yook elleriyle yokluyor bebisimizi ama cenemiz dusuk :) neyse hersey gayet yolunda, basasagiya dogru hafiften kanala girmis vaziyette babasini ve anneannesini bekliyor cikmak icin kuzumuz..Bu arada her gun yeni sms ler geliyor: her an harekete gecebilir bebeginiz, cantaniz hazir mi, nasil bir dogum olacagina karar verdiniz mi, babamiz hazir mi, yok kiyafetlerini odasini yaptiniz mi. Benden cok daha merakli ve takipci birileri var sanki bir yerlerde :) virtual nanny diyorum.. ama saka bir yana insani yonlendirmesi iyi birsey..
Doktordan iyi haberleri alir almaz solugu sokaklarda aldik tabii.. Yuruyuse gectik, bu sefer rotamiz Coal Harbour ve oranin en guzel manzalari resto'su Lift. 45-50 dk bir yuruyusten sonra vardik, harika manzalari bir koseye oturduk, keyif yaptik. Yolda yururken de guzel pozlar vermeyi ihmal etmedik tabii :) Son karede de buradan aldigimiz benim bas harfimi tasiyan deniz ucagimiz var, hemen onunde bir resim cektireyim dedim :))
Iste boyle.. Yarin aksam da askim geliyor Istanbul'dan..
Yeniden kavusuyoruz, bebisimiz de uslu uslu bekliyor babasini, aferin ona..
Cok entresan, 1 hafta icerisinde inanilmaz bir agirlik coktu ve gobisim sanki bir kat daha buyudu. Tahminen 3 kiloyu buldu Minu ve suyu vs karnimda muhtemelen 6-7 kilo tasiyorum artik.
Tabii harketlerim de biraz agirlasti.
Iyiki diyorum Didom da gecen hafta geldi ki en azindan heryere birlikte gidebildik ve bolca yuruyebildim.
Bu hafta gunde 2 saate yakin yine yuruyorum ve gun asiri yuzmeye devam ediyorum. Rahat rahat ciksin diye bebisimiz her turlu yolu deniyoruz :)
Eveet bu hafta da sakin gecti dediysem yine de bu muhtesem bahar havasinda gezmeden olmaz tabii. Once ilk kesfimiz Stanley Park ve Teahouse oldu. Stanley park in icinde meger bircok restaurant in yanisira tam da okyanusa bakan cok seker bir oglen yemegi yeri varmis, Tea house. Bir de sea walk i varmis ki acayip bir manzara.. solda inanilmaz bir orman, sagda okyanus.. enfes bir yurume yolu. Bir tarafta bisiklet ve rollerblade ciler, diger tarafta yuruyus ve kosu yapanlar. Tanrim nasil da insani spora zorlayan bir sehir. Saglik akiyor heryerinden..
Ergin kesin gelir gelmez bayilacak, her sabah gidelim yuruyuse diycek.. bakalim Minik gelmeden kac defa yapabilicez bu keyifleri.. Bana o kadar iyi geldiki anlatamam.
Fotograflardan da belli oluyor galiba.. :)
Arkasindan yuruyuse doymadik, bir de yaletown in sahil tarafinda yuruyelim dedik Sevgi anneyle. 45 dk gibi de orada yuruyus yaptiktan sonra benim pilim officially bitti..
ama resimlerimiz cok guzel cikti :)
Aralarda hava kapaliyken daha ev agirlikli programlar yaptik. Persembe gunu sinemaya gittik. American Reunion, tam da kafa bosaltmaca filmi. Gulduk eglendik iyi geldi. Sonra aksama evde firinda tavuk keyfi !! burada en guzel sey surekli yeme- icme odakliyiz ama sporumuzu da eksik etmiyoruz allahtan.
Dun doktor gunumuzdu. Robert Anderson bizi gorunce yine basladi adeta Anderson dan masallar anlatmaya. Karnima bakip bakip ya bu erkek olmasin diyip duruyor, yaw madem kafa karistiriyorsun acip ultrasonu baksana! yook elleriyle yokluyor bebisimizi ama cenemiz dusuk :) neyse hersey gayet yolunda, basasagiya dogru hafiften kanala girmis vaziyette babasini ve anneannesini bekliyor cikmak icin kuzumuz..Bu arada her gun yeni sms ler geliyor: her an harekete gecebilir bebeginiz, cantaniz hazir mi, nasil bir dogum olacagina karar verdiniz mi, babamiz hazir mi, yok kiyafetlerini odasini yaptiniz mi. Benden cok daha merakli ve takipci birileri var sanki bir yerlerde :) virtual nanny diyorum.. ama saka bir yana insani yonlendirmesi iyi birsey..
Doktordan iyi haberleri alir almaz solugu sokaklarda aldik tabii.. Yuruyuse gectik, bu sefer rotamiz Coal Harbour ve oranin en guzel manzalari resto'su Lift. 45-50 dk bir yuruyusten sonra vardik, harika manzalari bir koseye oturduk, keyif yaptik. Yolda yururken de guzel pozlar vermeyi ihmal etmedik tabii :) Son karede de buradan aldigimiz benim bas harfimi tasiyan deniz ucagimiz var, hemen onunde bir resim cektireyim dedim :))
Iste boyle.. Yarin aksam da askim geliyor Istanbul'dan..
Yeniden kavusuyoruz, bebisimiz de uslu uslu bekliyor babasini, aferin ona..
Saturday, 7 April 2012
Kizlar Week sona erdi.. Geri sayimdayiz artik !
Bugun hem Dido'yu hem Nese teyzeyi birkac saat arayla yolcu ettik. Didosum Istanbul yoluna koyulurken, Nese teyze New York a dogru kalkisa gecti..
Harika ama bir o kadar da yogun bir haftadan sonra simdi geriye kalan fotograflara bakiyorum. Iyiki geldiler ve haytimizin bu onemli doneminde bizi yanliz birakmadilar. Minu gelmeden once keyif yapabildigim en degerli son birkac haftanin icindeyim.. simdi artik bu hafta da kocamin gelmesini bekliyorum heyecanla..
Gecen hafta neler yaptik neler.. Bir kere en onemlisi, Vancouver'da bahar bir baska oluyormus gercekten. Butun sehir sanki cicek acti, Mina'nin gelisini mujdeliyor adeta.. O muhtesem cennetten cikma, adeta fairy tale'i andiran beyaz, pembis agaclarla kaplanmis butun sokaklar, sahil, bahceler.. Usenmeden hepsinin onunde resim cektiriyoruz, pozlar veriyoruz.. En guzellerini daha sonra bastirip Mina nin odasina koymali.. Iste seni beklerken sehir ne durumdaydi diye.
Iste o muhtesem festivalden birkac kare..
Dogayla basbasa gezintilerimizin yanisira bolca yeme-icme de yaptik tabii. Carsamba aksami buranin en eski yerlesimi, yani old town diye gecen Gastown daydik. Buharli saate bakan en guzel restaurant'i Water Cafe de cok keyifli bir yemek yedik, meshur buharli saatin onunde resim cektirdik.
Arkasindan persembe gunu Fairmont Hotel de high-tea deydik. Grubumuz yine full girls! Scotia Bank ten Mari, Nese teyze, Dido, Sevgi anne, ben ve tabii karnimda Minu. Vancouver a gelen herkesin yasamasi gereken bir experience.. Sunum, birbirinden cesitli caylar, lezzetler bir harikaydi !
Veee cuma gunu, burada Easter oncesi tatildi. Hava da muhtesemdi. Granville island'in yolunu tuttuk. Meshur Public Market da grocery shopping, yemek keyfi yaptik. Sevgi anne ve Nese teyze Turk bir el isi taki yapan bir tasarimciyla tanistilar. Turkler Vancouver i da basmis vaziyetteler anlasilan. Hic karsilasmiyoruz kimseyle ne guzel diyorken, etrafta baya Turk oldugunu farkettik.. Hatta gecen gun asansorde cikarken Turkce konusan 2 Turk gence rastladik Didosla ve her nedense birbirimize baktik ve sessizde konusmama karari aldik onlar inene kadar.. Sonra baska bir cikista biz gayet rahat konusurken, asansorden tam inerken biri iyi aksamlar diyerek indi. Aaaa sasirdik tabii. Sadece bizim binada 3 Turk yasiyor suan. Kacmali mi ?!
Herneyse keyifli cuma gezintimizde Kids Market in arka tarafindaki buyulu goletin orada guneslendik ve kahvemizi ictik :) her taraf cocuk doluydu.. anneleri de peslerinde.. 2 gram gunes goren Kanadalilar hemen flip-flop, askili ust ve sort modeline gecmisler. Bizde atkimiz beremizle tezat ama stylish olarak devam ettik gune. Anneleri izliyorum, bana da alisma turlari oluyor tabii :)
Bana gobisimden dolayi artik ancak uyan askimin montuyla bir gun gecirdim :) ozledimm.. gelmesine 6 gun var artik.. Minnosum aman bekleee...
Harika ama bir o kadar da yogun bir haftadan sonra simdi geriye kalan fotograflara bakiyorum. Iyiki geldiler ve haytimizin bu onemli doneminde bizi yanliz birakmadilar. Minu gelmeden once keyif yapabildigim en degerli son birkac haftanin icindeyim.. simdi artik bu hafta da kocamin gelmesini bekliyorum heyecanla..
Gecen hafta neler yaptik neler.. Bir kere en onemlisi, Vancouver'da bahar bir baska oluyormus gercekten. Butun sehir sanki cicek acti, Mina'nin gelisini mujdeliyor adeta.. O muhtesem cennetten cikma, adeta fairy tale'i andiran beyaz, pembis agaclarla kaplanmis butun sokaklar, sahil, bahceler.. Usenmeden hepsinin onunde resim cektiriyoruz, pozlar veriyoruz.. En guzellerini daha sonra bastirip Mina nin odasina koymali.. Iste seni beklerken sehir ne durumdaydi diye.
Iste o muhtesem festivalden birkac kare..
Dogayla basbasa gezintilerimizin yanisira bolca yeme-icme de yaptik tabii. Carsamba aksami buranin en eski yerlesimi, yani old town diye gecen Gastown daydik. Buharli saate bakan en guzel restaurant'i Water Cafe de cok keyifli bir yemek yedik, meshur buharli saatin onunde resim cektirdik.
Arkasindan persembe gunu Fairmont Hotel de high-tea deydik. Grubumuz yine full girls! Scotia Bank ten Mari, Nese teyze, Dido, Sevgi anne, ben ve tabii karnimda Minu. Vancouver a gelen herkesin yasamasi gereken bir experience.. Sunum, birbirinden cesitli caylar, lezzetler bir harikaydi !
Veee cuma gunu, burada Easter oncesi tatildi. Hava da muhtesemdi. Granville island'in yolunu tuttuk. Meshur Public Market da grocery shopping, yemek keyfi yaptik. Sevgi anne ve Nese teyze Turk bir el isi taki yapan bir tasarimciyla tanistilar. Turkler Vancouver i da basmis vaziyetteler anlasilan. Hic karsilasmiyoruz kimseyle ne guzel diyorken, etrafta baya Turk oldugunu farkettik.. Hatta gecen gun asansorde cikarken Turkce konusan 2 Turk gence rastladik Didosla ve her nedense birbirimize baktik ve sessizde konusmama karari aldik onlar inene kadar.. Sonra baska bir cikista biz gayet rahat konusurken, asansorden tam inerken biri iyi aksamlar diyerek indi. Aaaa sasirdik tabii. Sadece bizim binada 3 Turk yasiyor suan. Kacmali mi ?!
Herneyse keyifli cuma gezintimizde Kids Market in arka tarafindaki buyulu goletin orada guneslendik ve kahvemizi ictik :) her taraf cocuk doluydu.. anneleri de peslerinde.. 2 gram gunes goren Kanadalilar hemen flip-flop, askili ust ve sort modeline gecmisler. Bizde atkimiz beremizle tezat ama stylish olarak devam ettik gune. Anneleri izliyorum, bana da alisma turlari oluyor tabii :)
Bana gobisimden dolayi artik ancak uyan askimin montuyla bir gun gecirdim :) ozledimm.. gelmesine 6 gun var artik.. Minnosum aman bekleee...
Tuesday, 3 April 2012
Vancouver'da 1 ay dolmak uzere..
Bu hafta Vancouver bir baska guzel. Bahar tam anlamiyla geldi sanki.. Japonya nin meshur Sakura agaclari pembe gelinlik giymis kizlar gibi sehrin en beklenmedik caddelerinde koselerinde karsimiza cikiyor. Bizde bu firsati kacirmadan hemen fotografliyoruz kendimizi Didosumla pembe gelinliklerin eteginin altinda..
Bu gece Sevgi annenin de liseden en yakin arkadaslarindan Nese Teyze New York tan geliyor.. Butun kizlar toplandik programlarini yapicaz bu hafta bol bol :) Ilk gun Didem gelir gelmez Yaletown u gezdik, sonra pazar gunu Vancouver in en sik otellerinden Pan Pacific te keyifli bir brunch yaptik, dun de downtown da mini shopping seansi yaptiktan sonra simdi sira Vancouver in ilk yerlesim bolgesi olan NY un Soho su tarzinda bohem, tarz, artsy Gastown'i gezmeye geldi. Her gun farkli bir yeri geziyoruz, bende bolca yuruyorum bu vesileyle. Artik sehrin sakinligi ve duzenine o kadar alistim ki Istanbul epey kaotik gelicek minigimizle birlikte dondugumuzde sanirim.
Pan Pacific te brunch ve arkasindan sahilde Canada Place te yaptigimiz gezintiden birkac kare...
Minnosumuz bu arada 37. haftasini dodurmak uzere.. Karnim gittikce buyuyor, artik normal sartlarda son 3 haftasina girmis bulunuyoruz. Bakalim ne zaman guzel yuzunu bize gostermeye karar vericek.
Suanda muzige karsi cok duyarli, hemen harekete geciyor guzel rahatlatici muzikler duydugu anda ve yemek sonrasi ayaklariyla kaburgalarimi ittirmeye calisirken, elleriyle de gobegimi iceriden gidikliyor sanki..surekli gulduruyor hareketleri beni.. Artik nasil bir bebek olacagini merakla bekliyoruz.. Enteresan,karisik, ama eminim oldukca yogun ve essiz duygular bizi bekliyor sevgilimle..
Askimin gelmesine de 10 gun kaldi sayilir, o gelmeden hot tub dan cikmasin diye dua ediyorum :)
keyfi yerinde gibi ama belli olmaz diyorlar.. Kimisi kizlar acelecidir beklemez, kimisi ortalama da ilk cocuk due date den 6 gun gec dogar vs.. herkesin bir fikri var.. ve en komigi de sokakta yanimdan gecen tum kadinlarda ayni sempatik gulus ve hep ayni ifadeyle arka arkaya ayni sorular.. How far are you? do you know the gender? did you decide on a name.. is it your first baby.. Tanrim ne merak !
Ben sadece bizim Turk halki merakli sanirdim, bunlar bizden de beter ! bende arada dogruyu soyluyorum, aralarda da eglenmek icin atiyorum kafadan hikayeler yaziyorum degisiklik olsun diye :)
Ornegin bugun London Drugs da acayip buyucu tipli bir zenci kadin yanima yaklasti ve yuzume bakmadan 'All the best' deyiverdi karnini oksayarak.. umarim pozitif enerjiler veriyorlardir..
Eveet bugun de onden gunduz cook keyifli bir masaj seansindan sonra, eve yuruduk ve aksam da Cardero's da Coal Harbour da keyifli bir balik yedik, iste ispati.. Menu de ne mi vardi? Black Cod Miso soslu, Somon Burger ve creme brule ile sik bir finish.. afiyet olsun, bize iyi geceler- Istanbul da is- guc vakti basliyor..
Subscribe to:
Posts (Atom)